20161130

MALKOÇOĞLU KRALLARA KARŞI


          

   Sanatçılar: Cüneyt Arkın, Sezer Güvenirgil, Yılmaz Köksal, Yıldırım Gençel

AÇ GÖZÜNÜ MEHMET


             

  Oyuncular: Mehmet Keskinoğlu, Füsun Önal, Kenan Pars, Adile Naşit, Talat Gözbak, Benan Öz, Muharrem Gürses, Şemsi İnkaya, Muzaffer Hepgüler, Danyal Topatan

YARALI KALP


             

   Soylu ve köklü bir ailenin varisi olan Nihal Hanım, mahkemeyi kaybettiklerini, her şeylerini yitirdiklerini ve oturdukları köşkün de satılacağını aile avukatlarından öğrenir. Durumu bir tanecik kızları Şermin’den saklamasını avukatından ısrarlar ister. Zira kızı Ekrem ile nişanlıdır. Yakında evleneceklerdir. Oysa ki nişanlı Ekrem olayı öğrenmiş ve bu yüzden Şermin’i aramamaktadır. Komşu köşkün sahibi Selim; dürüst, çalışkan ve servetini kendi gayreti ile yapmış, işçi yanlısı bir gençtir. Uzaktan uzağa çok sevip beğendiği Şermine ümitsxiz bir aşkla bağlıdır. Şermin ise ona hiç önem vermemektedir. Selim Şerminin fakir düştüğünü aynı avukattan öğrenmiştir. Sevdiği kıza bu durumda yardım etmek istemektedir. Şerminin ise hiç bir şeyden haberi yoktur. Hala burnu havadadır. Şermin’in aklı hala nişanlısı ekremdedir. Oysaki Ekrem babası çok zengin ve görgüsüz taşralı bir kızla ilgilenmektedir ve onunla evlenecektir.

GÖKLERDEKİ SEVGİLİ


             
   
   Sanatçılar: Cüneyt Arkın, Selda Alkor

MALKOÇOĞLU KARA KORSAN


          

   Sanatçılar: Cüneyt Arkın, Tanju Gürsu, Nebahat Çehre.

ŞOFÖR NEBAHAT VE KIZI


           

  Şoför Nebahat (Sezer Sezin) kızı Hülya (Filiz Akın)’nın iyi yetişmesi için üzerine titremektedir. Hülya çevresini ve annesini beğenmemekte, zengin ve şımarık arkadaşları gibi sorumsuzca yaşamak istemektedir. Kenar mahalledeki evlerinde içkili ve danslı partiler istiyen Hülya ile annesi Nebahat çatışırlar. Hülya evinden kaçıp babasını arar. 8 yıl evvel annesinden ayrılan ve ayyaş, serseri olan eski avukat olan babası Bülent (Kenan Pars) kızının annesinin dönmesini ister. Nebahat bu arada iki arabasını satıp bir lokanta almıştır. Lokantanın eski sahini Nebahat’a kur yapar, onunla evlenmek ister. Bu ara Hülya’yı tanır ve onunla ilgi kurarak iğfal eder. Durum anlaşılınca Nebahat adamın hesabını görmek ister, Hülya daha önce davranıp Cengiz’i öldürür. Suçu Nebahat üzerine alır. Mahkeme son anda müdafaayı üzerine alan Bülent olayı aydınlatır. Üzücü olaydan sonra aile birliğine kavuşur.

ŞOFÖR NEBAHAT


           

   Sanatçılar: Sezer Sezin, Kenan Pars, Kadir Savun, Diclehan Baban.

ŞOFÖR NEBAHAT BİZDE KABAHAT


            

  Şoför Nebahat (Sezer Sezin) arabasına aldığı, sonradan evinde ölen bir ihtiyardan bir şeyhin sevgilisinin İstanbul’da kaçırıldığını öğrenir. Arkadaşları ile prensesi(Selma Güneri) bir gece kulubünde bulur. Bu ara şeyhte haremi ile İstanbul’a gelir. Prenses kaçırılır. Çesitli maceralardan sonra Şoför Nebahat’ın sayesinde iki sevgili birleşir.

MALKOÇOĞLU ÖLÜM FEDAİLERİ


             

  Prens Nikola’nın Sarayı en sadık dostları tarafından yağma edilir. Bu yağmada bütün canlilar öldürülür, sadece Prensesin küçük kardeşi Enriko kurtulur, onun yaşadığından yağmacıların haberi yoktur. Prens Nikola’nın kızı Eliza’ya bu katliamı Türkler yapmış gibi gösterilir. Aradan yıllar geçer, Prensesin kardeşi Enriko büyümüştür. Katliamın yaratıcısı kumandan Armot ve askerleri yaşamlarını Prenses Eliza ile beraber yeni yerleştileri bir yerde sürdürmektedirler. Osmanlı İmparatorluğu’nun emir üzerine Malkoçoğlu ve altı sadık adamına Nikola’nın Sarayınu talan edenlerin iması ve bu katliamda çalınan büyük hazinenin Osmanlı Devletine teslim görevi verilir. Katliamın tek görgü tanığı olan Enriko’yu, hadiseleri yeniden hatırlayabilmesi endişesi içeride olan kumandan Armot adamlarına görev vererek onu öldürmesini söyler. Bu sırada Malkoçoğlu iler karşılaşan Armot ve askerleri Malkoçoğlu ve adamları tarafından perişan edilirler. Küçük Enriko kurtulur, hazine yüklü araba ve Prenses Eliza Malkoçoğlu tarafından ele geçirilmiştir. Prenses ve nedimesi, Enriko, Malkoçoğlu ve adamları uzun vir yolculuğa başlarlar. Prenses, Malkoçoğlu’na büyük bir kin beslemektedir, zira katliamın Malkoçoğlu tarafından yapıldığını sanmaktadır. Fakat öyle olaylar olur ki bu kin aşka dönüşür. Armot ve adamları bu kafilenin peşindedirler. Bu iki kafile arasunda uzun süre dehşetli mücadeleler olur, bazen Malkoçoğlu, bazen de diğerleri mağlup düşerler. Bu arada Enriko anasının katili olan Armot’u anımsar. Armot, öldürmek için Enriko’yu kaçırmak istese de Malkoçoğlu onu kurtarır. Bu şekilde süregelen birçok gerilimli olaylardan sonra Armot ve adamları imha edilir; Prenses Eliza kendisine Osmanlı Sarayı tarafından bırakılan hazine ile beraber yurdunun başına geçer.

SİYAHLI KADIN


            

  Karısı öldürülen bir adam cinayet suçu ile tevkif edilir. Suçsuz olduğu halde bütün süpheler onun üzerinde toplanmıştır. Sevgilisi ve çok yakın bir arkadaşı onu kurtarmak için çalışırlarken lehine şahadet edecek bütün şahitler teker teker öldürülür. Onu kurtarabilecek en önemli şahit olan Siyahlı Kadın bulunduğunda, kadının akıl hastası olduğu meydana çıkar. Kahramanı son anda sevgilisi (H. Koçyiğit) kurtarır.

LEYLA VE MECNUN GİBİ


             

  Bir çiftlikte Leyla ile Mecnun filmi çevrilmektedir. Filmin kadın artisti ile çiftlik sahibinin genç oğlu tanışırlar, birbirlerini beğenirler. Baba duruma muhalefet edip, kadın artiste hakaret eder. Filmciler çiftlikten ayrıldıktan sonra delikanlı sevdiği kızın arkadaşından İstanbul’ a kaçar. Artist kızın aşkı uğruna mecnun gibi dolaşır. Baba oğlunu affeder, iki sevgili efsanenin aksine birleşirler.

HASRET


      

  Sanatçılar: Fikret Hakan, Esen Püsküllü

SÜRGÜN


            

  Sürgün, Padişahın yaveri olan Hilmi Bey’dir. Saltanat tarafından olduğu için sürülmüştür. Fakat aslında vatan perver bir adamdır. Yanlış anlaşılmıştır. Halep, Şam ve Beyrutta geçen sürgünlük hayatında pek çok güçlüklerle karşılaşır. Onu hayata bağlayan tek şey, tekrar vatana ve İstanbul’a hamisiz olarak bıraktığı 18 yaşındaki kızı Seher’e kavuşmak ümididir. Beyrut’ta evvela başka sürgünlerin kaldığı bir medresede ikamet eder. Gazoz satarak geçinir. Fakat buradan da kendisi saltanat taraftarı olrak sürüldüğü halde oradaki arkdaşlarına karşı inkilap ve onu hazırlayanları müdafaa ettiği için kovulur. Bir müddet sonra inşaat amelesi olarak çalışır ve nihayet Beyrut’ta bir Şehzadenin himayesine girer. Burada Şehzadenin evlatlığı Suzidil kalfaya aşık olur. Şehzadenin mali vaziyeti bozulur, Mısır’a gitmek zarureti doğar. Suzidil de Şehzade ile gitmek mecburiyetindedir. Sevdalılar birleşmeden ayrılırlar. Diğer taraftan sürgünün kızı Seher İstanbul’da tiyatrocu Kani adıyla maruf bir serseri tarafından iğfal edilerek aldatılır. Kani kızı kantosu yapar. Sefil bir hayata alıştırır. Seher tiyatroda zamanla büyük bir şöhret yapar ve bir gün mensup olduğu tiyatro ile beraber Halep’e gelir. Bu sıralarda sürgünlerin af emri çıkmıştır. Onlar da artık kabahatlerini anlamış, inkılaba ve onu yapanlara müteşekkirdirler. Hilmi’ye karşı yapmış oldukları kabalıktan dolayı ondan af dilerler. Sürgün Hilmi artık kızına kavuşma ümidinin verdiği sevinç ve heyecan içindedir. Eline tesadüfen Halep’te kızının bulunduğu tiyatro kumpanyasının el ilanı geçer. Biricik kızı Seher adi bir kantocu olmuştur. Buna inanamaz, inanmak istemez. Bizzat gözleri ile görerek emin olmak için oynadığı tiyatroya gider. Seher ise bu sefil hayata çoktan bıkmıştır. Kendini hakiki bir aşkla seven ve ona evlenmek teklif eden İrfan isimli bir gençle beraber yaşamak üzere tiyatroyu terkeder. O gece son dansını yapacaktır ve İrfan’la beraber babasını aramaya gideceklerdir. Hilmi efendi kızını tiyatroda son dansını yaparken görür. Sahneye yaklaşır, kızını tamamen tanır. Utanç ve teessürü son raddeyi bulmuştur. Seher diye bağırarak nefretini belirtmek ister. Sesi çıkmaz bir an duraklar boğulur gibi olur. Sekte-i kalp gelmiştir. Sahnenin dibine yığılır. Sürgün ölmüştür.

SEVGİM VE GURURUM


              

  Zengin bir adam olan Cüneyt Arkın, amcasının çiftliğinde çalışan kahyasının kızına aşık olur. Kısa bir süre sonra iki genç evlenirler. Müstebir bir adam olan Cüneyt, karısını kendi çevresine alıştırmak için onu yeni bir hayata alıştırmak, kendi şahsiyetini ona aşılamak istemektedir. Aşırı kıskançlık ve yeni doğan çocuklarını alıp başka birisi tarafından yetiştirilmesini istemesi, genç kadın için bardağı taşıran son darbe olur, genç kadın isyan edip evinden kaçar. Gururu ve aşkı arasında bocalayan koca sonunda beş yaşına gelen oğlununda dahli ile yanıldığını anlar ve karısına döner.

TÜTÜN ZAMANI


            

  Tütün yarıcısı Recep’in kızı Zeliş’in keçisi Cemal’lerin bahçesine kaçar. Bu karşılaşmada iki genç birbirlerine aşık olurlar. Zeliş’in babası Recep ise kızı borçlu olduğu, kendi çıkarları olan birine vermek ister. Zelişlerin seviştiklerini sezen Bekir Ağa kızın babasınıda durumdan haberdar ederek namlı arabulucu kör Fehmi vasıtasıyla Zelişi kaçırmayı tasarlar. Tasarılar ise Zelişin küçük kız kardeşi Rabiş tarafından bozulup Zeliş haberdar edilir. Zeliş Kendisini zorla sevmediği adama veren ailesinden Cemalle birlikte kaçarlar. Recep Ağa bir yandan reşit olmayan kızının kaçırıldığını jandarmaya haber verir, diğer yandan kör Fehmi, Bekir Ağa ve Fehminin adamı Bekir Ağa tarafından Zeliş ile Cemal takip edilir. Zelişin reşit olmsına üç ay vardır. Bu müddet zarfında yakalanmamaya çalışırlar. Bu ara Zeliş tamamen Cemalin olmuştur. Dağlarda bir çok müşküller içinde kaçan sevgililer sonunda jandarmaya yakalanırlar. Mahkemede Zeliş’in göz yaşlarına rağmen hakim Cemali hapseder. Zeliş kendisini götürmek isteyen ailesini terk ederek Cemali’in bulunduğu hapishanenin önüne gelir. Bütün kasaba bu durumdan içlenmiştir. Aşıkların birbirine kavuşmasını ve babanın davasını geri almasını isterler. Zeliş bütün gün ve gece hapishanenin önünden ayrılmaz. Yağmura, fırtınaya rağmen dayanan kızı kasaba halkı hayranlıkla seyretmektedirler. Nihayet kasabalının baskısına dayanamayan baba şikayetini geri alır. Cemal hapisten çıkar iki sevgili birbirlerine kavuşarak tütün tarlalarına doğru uzaklaşırlar.

ZENGİN VE SERSERİ


             

  Arsa spekülasyonu yapan Malik (Kenan Pars) Belediye mimarlarından Murat (Cüneyt Arkın)’ı kirli işlerine aket etmek için Murat’ın nişanlısı Leman (Leman Öztürk)’ı kullanır. Malik’in teklifini reddeden Murat evine dönerken yaşlı bir adama araba ile çarpar. Fakir adam bilahare ölür. Kızı annesine bakmak için iş ararken bir kadın tellelının eline oradan da bir batakhaneye düşer. Kızı bulması için komşuları Murat’a baş vururlar. Vicdan azabı çekmekte olan Murat kötü yola düşmek üzere olan kızı kurtarmak için hüviyer değiştirip serseri kıyafeti ile o muhite girer. Genç kızı bulur ve ona aşık olur. O muhitte adamları olan ve Murat’ın elindeki istimlak planlarını elde etmek isteyen Malik genç kızı kaçırtır ve Murat’a cinayet suçu yükler. Heyecanlı bir maceralardan sonra iki sevgili birleşirler.

KAVGA VAR


                

  İzzet Günay haşin bir tiptir.seyyar satıcı olarak çalışırken Erol Taşla tanışır.ikili iyi anlaşırken Erol Taş' ın kızı olan Hülya Koçyiğit' i görüp aşık olur İzzet. Ama Hülya' nın gözü güzellik yarışmasına girip birinci olmaktadır. Sahte bir yarışmaya katılacağından habersiz olan Hülya' yı gene İzzet ve babası kurtaracaktır.

VARTO FACİASI


              
   
     Varto Faciası (1966)

ŞAHANE ZÜĞÜRTLER


         

 Sanatçılar: Ayhan Işık, Sezer Sezin, Gürel Ünlüsoy, Zerrin Arbaş, Ali Şen, Mürüvvet Sim

YAKILACAK KİTAP


           

  Üniversite talebesi Leyla vaktiyle kendisini evlatlıp edip yetiştiren ailenin oğlu tarafından 12 yaşında iken kirletilmiştir. Bu sebeple erkeklere karşı nefret duygusu içindedir. Tamer Leylaya aşık olur onunla evlenmek ister. İki genç emellerine kavuşup evlenecekleri zaman Leyla ile Tamerin kardeş oldukları durumu meydana çıkar. Leyla evleneceği adama kendisini daha evvel teslim etmiş olduğu için bu acı hakikat karşısında intihar etmek istese de son anda kurtarılır. Asıl gerçek öğrenilir iki genç birleşirler. 

YÜZBAŞI TAHSİN


                 

  Bu film İstiklal harbi esnasında kahraman bir yüzbaşının başından geçen hazin bir aşk macerasıdır. Yüzbaşı Tahsin bir türk köyünü katliamdan kurtarır, ve düşman müfrezesini takip ederken, kendi de başından ağır surette yaralanır. Kuyucak köyü çobanı Tahsin’i yaralı vaziyette bulur ve köyüne götürür. Köylüler kurtarıcılarını tanırlar, ve onu ihtimamla bakılması için köy muallimesi Belkes hanıma teslim ederler. Tahsin başından almış olduğu yaradan ötürü mazisini tamamen unutmuş vaziyettedir. Kendi ismini dahi bilmez, köylüler ona bizim oğlan adını verirler. Bu müddet zarfında Tahsin’le muallime arasında temiz bir aşk doğar, düşman köyleri tekrar köyü istila etmişlerdir. Belkıs bir çok fedakarlıklarla Tahsin’i düşman hatlarından geçirerek Türk kararğahına ulaştırır. Tahsine ameliyat yapılır. Bu sırada Belkıs çok feci bir hakikatı öğrenmiştir. Sevdiği adam bir çocuk sahibi aynı zamanda çok sevdiği bir arkadaşının kocasıdır. Bu vaziyet karşısında Belkıs büyük bir ruh asaleti göstererek aradan çekilir. Baş hekime sevdiği adama kendisinden hiç bahsedilmemesini söyleyerek başka bir hastaneye hemşire olarak gönderilmesini rica eder. Tahsin iyi olmuştur, kaybettiği mazisibi bulmuş, fakat bu sefer dehastalığı esnasında başından geçenleri hatırlayamamaktadır. Harp bitmiş zafer kazanılmıştır. Yüzbaşı Tahsin aldığı bir emirle müfrezesiyle Eskişehir’e giderken, tesadüfen yolu Kuyucak köyüne uğrar, bu esnada köyde de zafer şenlikleri yapılmaktadır, köylü kurtarıcısını görünce büyük bir heyecanla onu karşılar. Tahsin hastalığı esnasında başından geçen bütün hadiseleri hiç bir şey hatırlamayarak büyük bir hayretle öğrenir. Ve kendisini bu kadar severek hayatını kırtaran muallime Belkıs hanımın adresini alıp onu bulmak üzre hareket eder. Adını değiştirmiş olan Belkıs Tahsin’i hastanede bizzat kendisi karşılar, Tahsin aradığı kadın karşısında olduğu halde hala onu tanıyamamıştır. Belkıs tekrar büyük bir fedakarlık göstererek sevdiği adama kendisini tanıtmaz ve aradığı Belkıs hanımın maalesef öldüğünü söyler. Belkıs kendi mezarına sevdiği adamı götürürken, zaten kalp hastalığından muzdarip olduğu için büyük bir heyecana tahammül edemeyerek mezarın başında cansız yığılır, bu esnada cebinden Tahsin’in hastalığı esnasında beraber çektirdikleri resim düşer, Tahsin bunu görür ve birden her şeyi anlayarak “Belkıs, Belkıs” diye bağırıp kızı kollarına alır, fakat her şey bitmiş genç kız gözlerini öbür dünyaya yumarken ağzından son söz olarak şu kelimeler dökülür: Bizim oğlan...

GÜNEŞLİ BATAKLIK


             

   Zehra ve Salih zengin iş adamı Cemal Tek’in fabrikasının büro kesiminde çalışan iki gençtir. Aralarında duygusal bir bağ bulunan bu genç kız erkek, ailelerinin değişik baskıları altındadırlar. Salih ne pahasına olursa olsun zengin olmanın, sınıf atlamanın yollarını aramaktadır, bunu da bulmakta geçikmez. Patronu Cemal’in bir fabrikaya sahip olabilmek için yaptığı ticari hilelerin belgelerini eline geçirmiştir. Bunu koz olarak kullanıp şantaj yolu ile kendine olarak hazırlar ve bir başka iş adamının yardımı ile kapitalist düzenin safına girer. Patron Cemal acımasız bir iş adamıdır. Milyonlarına milyonlar eklemek için önüne geçen her fırsatı değerlendirmekte, işçilerin hakkını kesmekte; önüne çıkan herkesi mahvetmektedir. Kendisine oyun oynayan Salih’i de yıkmak için kapitalist düzenin çirkef oyunlarından birini usta bir satranç oyuncusu gibi kurmaktadır. Cemal’in fabrikasındaki işçilerden biri olan Gümüşhaneli de hemşehrisi olduğu Zehra’ yı platonik bir aşkla sevmektedir. Bu arada patron Cemal’in grev kırıcı adamları ile mücadele etmekte; işçiyi bu haksız idareye karşı bilinçli bir şekilde greve hazırlayan üniversiteli gençlere yardımcı olmaktadır. Salih eski patronu Cemal’in zinde gitmektedir. Onun da gözünü para hırsı bürümüştür. Ortağı olan iş adamının kızı ile nişanlanmaktadır. Zehra yıkılmıştır; Salih’ten ayrılmak zorunda kalır. Bunu fırsat bilen Cemal, bir bunalım içindeki Zehra’ yı kendi safına çeker. Kısa bir süre sonunda Zehra Cemal’in metresi olmuştur. Oysa Cemal, Salih’i psikolojik yönden de yıkabilmek için bu oyunu oynamıştır. Salih Cemal tarafından kurulan tuzağa kısa zamanda düşer ve kapitalist düzenin insafsız çarkında ezilir. Mahvolduğunu anlayınca her şeye başvurur ve Cemal’in kucağına düşer. Cemal ise metresi evlendiği taktirde ona yardım edeceğini söyleyerek Salih’in kişiliğini de ayaklar altına alır. Fakat Cemal bir şeyi unutmuştur: İşçiler... Örgütlenmiş olan bütün işçiler grev ilan etmişlerdir... Salih; son anda yaptıklarının ne denli kötü olduğunu anlar ve aralarında geçen bir mücadele sonunda Cemal’i öldürür. Zehra bütün bu çirkef düzenden sıyrılarak Gümüşhanelinin yanına katılarak işçi kesiminin ön saflarındaki gerçek yerini alır.

KADER


              

  Kader - Cüneyt Arkın, Filiz Akın (1968)

NEFRET


             

Sanatçılar: Yalçın Gülhan, Perihan Savaş, Gani Dede, İhsan Gedik, Kazım Kartal, Murat Ertal, Reşit Çildam, İhsan Yüce.

ÖĞRETMEN KEMAL


              

  Köye görevli olarak gelen idealist bir öğretmen olan Kemal, doğru dürüst bir okulun olmadığını görür ve köylülerle birlikte yeni bir okul yapmaya çalışır. Ancak bu girişim, çeşitli olaylara neden olur. Köyün geri kalmışlığını atmak, herkesi çağdaş bir kültür ve yaşayışa sokmak isteyen Kemal, bazı engellemelerle karşılaşır. Bu çevreler Kemal'i durduramayınca, bu kez ona iftira atarlar, bir kızı iğfal ettiğini yayarlar. Öğretmen, köylülerin saldırısına uğrar ve öldürülür. Olayı duyan eşkıya Ali Duran, olayın suçlularını öldürür ve öğretmenin intikamını alır.

EFELERİN EFESİ


               

  Efelerin Efesi | İhsan Evrim - Ayfer Feray (1952)

KADER BAĞLAYINCA


              

  Aslan Bey zengin soylu bir derebeyidir. Allah bir çocuk sahibi etmemiştir, bu yüzden çok zalimdir... Bir gün meyhanede içerken bir çingene falina bakar bir oğlunun olacağını söylesede sonunu getirmez. Bir müddet sonra gerçekten bir oğlu doğar, çok sevinir, düşmanlarıyla barışır; fakirlere toprak ve para dağıtır. Oğlunun adını Polat koyar. Yıllar sonra Polat’ın sünnet düğünü yapilacaktır. Büyük hazırlıklar yapılırken bir göçebe kabilesi gelir konaklamak için Polat Bey’in arazisinden yer isterler. Oğlunun hatırı için Aslan Bey müsaade eder. Bu sırada Aslan Bey’in kahyasının da bir kızı olur. Töreye göre Aslan Bey oğlu Polat’la nişanlar kahyasının kızını. Kış bastırır, Göçerler Aslan Bey’den yiyecek ve yem isterler. Aslan Bey kovar hepsini ve arkalarından adamlarına ateş ettirir. Göçer reisinin çocuğu vurulur... Göçer reisi intikam için Aslan Bey’in oğlu Polat’ı kaçırır, kendi çocuğu yerine. Aramalar sonucu yüzü parçalanmış bir çocuk cesedi bulurlar ırmakta Aslan Bey’in adamları. Polat düşüp öldü sanırlar. Aslan Bey boğuldu sandığı oğlu için ebedi yas tutarken, kahyanın kızı çiflikte, Polat ise göçerlerin yanında büyümektedir. Yıllar sonra göçerlerin yolu aynı topraklara düşer. Bu kez Aslan Bey’in delikanlı olan oğlu izin almak için çiftliğe giderken yolda kahyanın büyümüş kızı Arzu’ya rastlar. İki genç bir birlerinden hoşlanırlar. Aslan Bey bu sefer insaflı davranır göçerlere izin verir hatta onlardan otlak parası almaz. Bu sırada Aslan Bey’in düşmanı olan, başka bir Beyin adamları, Aslan Bey’in kendi çocuğu gibi sevdiği Arzu’yu kaçırırlar. Hadiseye tesadüfen şahit olan Polat onları takip eder ve Arzu’yu kurtarır. Aslan Bey delikanlıdan çok hoşlanmıştır. Bu arada Arzu ile Polat gizli gizli buluşup sevişirler. Polat sınıf farkını unutup Arzu’yla evlenmek ister. Kızı Aslan Bey’den ister. Aslan Bey müthiş bozulur... Kovar onları. Polat kızı kaçırır, Aslan Bey peşerine düşer vuruşurlar. Baba oğul birbirlerini öldürcekleri an durum anlaşılır, ve sevenler birbirine kavuşur.

KOPUK


              

  Kopuk - 1972 Paşa soyundan gelen bir adam tarafından ifal edilen bir kadın, Ali adında bir çocuk dünyaya getirir ancak paşazade Celil Bey evin hizmetçisinden olan bu çocuğu kendisinin olduğunu yalanlar ve kadına iftira atarak konaktan kovar yıllar sonra Ali annesine babasını sorduğunda annesi tüm olan biteni anlatır. Ali babasının karşısına çıkar , ancak Celil bey yalan söyler ve aliyi kovar. O gün Ali bir cinayet işler ve hapse girer yıllar sonra ali çıktığında artık onun Namı Kopuktur. Kopuk Ali derler ona sözü mert bir delikanlı olmuştur. Annesine ve kendisine yapılan bu zülmün intikamını almak ister ve Celil Bey'in karşısına dikilir.

KORKUSUZ AŞIKLAR


          

  İki düşman ailenin çocukları arasında geçen bir aşk öyküsü.

HER ŞAFAKTA ÖLÜRÜM


                

   Sıcak bir gün. İcra memurları ellerinde evrak gelir güzel bir tarlanın ortasında yerlerini alırlar. Kanuni formalitelerini hazırlamaktadırlar. Burası Ali’nin tarlasıdır. Borç yüzünden satılmaktadır. Köyün ileri gelenleri oradadır. Başta Ağa, Şakir, Ali’nin gebe karısı Ayşe ve diğerleri. Son anda Ali yetişir mahsulüne karşı şehirden borç para bulmuştur. Tarlasını kurtarır. Buna bazı kişiler sevinmemiştir. Gece, Ali evinde karısı ile mutluluk hayalleri kurarlarken; korkunç bir haber gelir. Ali’nin mahsulünü sakladığı ambar yanmaktadır. Ali delice uğraşır kurtarmak için ama; her şey boştur. Kenarlı bir şapka bulur yangın harabesi içinde. Bu Şakir’in şapkasıdır. Herkeste bulunmayan bir şapka. Herşeyini kaybeden Ali, karısının yalvarmalarına aldırmayarak, tüfeğini kaptığı gibi iyice anlayıp soruşturmadan Şakir’i vurur. Şakir ölmemiştir am Ali beş sene hapis yer. Ali Şakir’i boş yere vurduğunu, aslında ambarı yakanın başkası olduğunu öğrenirse de boştur. Ağa, gözü olduğu, Ali’nin karısı Ayşe’yi zorla elde eder, onu kapatması yapar. Ali’nin tarlasını da ele geçirir. Ayşe utancından, babası hapiste iken doğan, oğlu ile beraber köyü terk eder. Beş sene sonra hapisten çıkan Ali kin ve nefret doludur. Yanlış yere vurduğu Şakir ile barışır, beraber olurlar, karısı ve oğlunu aramaya giderler. Ağanın adamlarının tuzağına düşerler. Şakir vurulur ve ölür. Ağa suçu Ali’ye yükletip onu köylüye linç ettirmek üzere iken, hapiste arkadaş oldukları eski bir eşkiya: Deliormanlı Ali’yi kurtarır. Beraber kaçarlar. Ali suçsuzluğunu ispat etmek için büyük bir uğraş içine girmiştir. Ağanın kızını kaçırırlar Delioranlıyla. Deliormanlı kızı iğfal etmek ister. Ali kızı kurtarur. Kaçırılanla kaçıran arasında aşk başlar. Sonunda ağa ve diğer suçlular cezasını bulur. Ali oğlu ve ağanın kızı Zeynep mutluluğa doğru yol alırlar.

TARKAN GÜÇLÜ KAHRAMAN


           

  Tarkan Güçlü Kahraman - 1973 Tarkan: Güçlü Kahraman ya da Tarkan: Güçlü Kahraman Kolsuz Kahramana Karşı, kurgusal karakter Tarkan üzerine yazılmış Güçlü Kahraman isimli çizgi romandan uyarlanan 1973 yapımı fantastik Türk filmi. Mehmet Arslan tarafından yönetilen film Sezgin Burak'ın çizdiği filmle aynı addaki çizgi roman ile farklı konular işlemektedir. Çizgi romanda macera Roma İmparatorluğu'nda geçmekte iken filmdeki senaryo Çin üzerine yazılmıştır. Tarkan serisinin son filmi olan bu filmde de önceki filmlerde olduğu gibi Tarkan karakterini Kartal Tibet canlandırmıştır. Tarkan: Altın Madalyon'un devam filmi olan yapımda Tarkan'ın Çin diyarındaki altın kılıcı ele geçirmek için Wang Yu ile olan mücadelesi işlenmektedir.

HABABAM SINIFI TATİLDE


          

  Hababam Sınıfı Tatilde - 1977 Hababam Sınıfı Tatilde, 1977 yapımı Türk güldürü filmi. Hababam Sınıfı serisinin 4. filmidir. Kemal Sunal'ın da Hababam Sınıfı serisinde oynadığı son filmdir. Sınıf her zaman olduğu gibi kendi halinde günlerini yaşarken açıkgöz müdür o yıl okula kız öğrenci alarak değişiklik yapmaya karar vermiştir. Kızlar da Hababam Sınıfına gelince ilginç ve komik olaylar kaçınılmaz olmuştur. Başrollerini Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal ve Şener Şen'in oynadığı filmin senaryosunu Sadık Şendil yazarken yönetmenliğini ise Ertem Eğilmez yapmıştır. Okul müdürü, daha fazla para kazanabileceğini düşünerek, Çamlıca Lisesi ne yeni gelen kız öğrencileri kabul eder. Bu 4 kız, Hababam Sınıfı'na gönderilir. Ancak, kısa zamanda Hababam Sınıfı'nın haylazlıklarına uyum sağlayan kızlar, erkeklere karşı bir savaş başlatır. Sürekli erkeklerin tuzaklarına düşen kızlar, başlarına geleceklerini önceden öğrenebilmek için erkekler arasında bir ajan aramaya başlar. Okuldan kaçmak için izcilik bahanesiyle Badi Ekrem i kandıran öğrenciler, maç dönüşü karşılarında Mahmut Hoca'yı bulur. Mahmut Hoca'nın cezası ise öğrencilerin bir izcilik kampına gitmesidir.

ARABESK


          

  Arabesk - 1989 Arabesk, 1989 yılı yapımı Türk filmi. Absürt komedi olarak nitelendirilebilecek bu film Ertem Eğilmez'in son filmidir. Şubat 1989'da gösterime girmiştir. Ağa kızı Müjde (Müjde Ar), küçüklüğünden beri tanıdığı Şener'e (Şener Şen) varmak ister fakat babası izin vermez. Sonunda Müjde, Şener'e kaçar fakat gene çocukluğundan beri bu ilişkiyi bozmak isteyen Kaya'nın (Necati Bilgiç) kötülükleriyle karşılaşırlar.

BİZİM AİLE


              

  Bizim Aile - 1976 Bizim Aile, başrollerinde Münir Özkul, Tarık Akan, Adile Naşit ve Itır Esen'in yer aldığı, 1970'lerdeki geniş kadrolu Arzu Film filmlerinin en bilinenlerinden biri olan 1976 yapımı Türk filmi.

ÇÖPÇÜLER KRALI


         

  Çöpçüler Kralı - 1978 Çöpçüler Kralı, yönetmenliğini Zeki Ökten'in üstlendiği, 1978 yapımı bir Türk filmidir. Güldürü türündeki bu sinema filminin başrollerini Kemal Sunal, Şener Şen, İlyas Salman ve Ayşen Gruda paylaşmıştır. Zabıta memuru, görevinin verdiği yetkileri zorlayarak esnafın ve çöpçünün üzerinde büyük bir baskı kurar. Aynı mahallede oturan Hacer ise temizlikçilik yapmaktadır. Hacer'e aşık olan zabıta memuru, annesinin tepkisiyle karşılaşır. Mahallenin çöpçüsü Apti de Hacer'e aşıktır, ama parası yoktur. Bir gün yanlışlıkla girdiği bir gazino, kötü şansını bir anda değiştirir.

HABABAM SINIFI DOKUZ DOĞURUYOR


           

  Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor - 1978 Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor, 1978 Türkiye yapımı güldürü türünde sinema filmidir. Bu film serinin beşinci filmi olmak üzere İnek Şaban karakterini canlandıran Kemal Sunal'ın olmadığı ilk filmdir. Filmin başrollerinde Münir Özkul, Adile Naşit, Şevket Altuğ, Perran Kutman, İlyas Salman ve Şener Şen bulunmaktadır. Ayrıca diğer Hababam Sınıfı serilerinden tanıdık olan Hayta İsmail ve Domdom Ali karakterlerini canlandıran Ahmet Arıman ve Feridun Şavlı'da rol almaktadır.

HABABAM SINIFI GÜLE GÜLE


          

  Hababam Sınıfı Güle Güle - 1981 Hababam Sınıfı Güle Güle, "Hababam Sınıfı" serisinin 2000'li yıllarda yeni nesil devam filmleri çekilmeden önceki son filmidir. Filmin yönetmenliğini Ertem Eğilmez yapmıştır. Bu film; serinin altıncı filmi olmak üzere "İnek Şaban", "Güdük Necmi", "Damat Ferit" karakterlerini canlandıran Kemal Sunal, Halit Akçatepe ve Tarık Akan üçlüsünün olmadığı ikinci film olmasının yanı sıra, "Kel Mahmut" karakteriyle ünlenen Münir Özkul'un yer almadığı tek "Hababam Sınıfı" filmidir. Filmin başrollerinde İlyas Salman, Adile Naşit, Şevket Altuğ, Ayşen Gruda, Mehmet Ali Erbil, Hüseyin Kutman, Fulya Özcan, Yaprak Özdemiroğlu ve Savaş Dinçel bulunmaktadır. Doğulu bir ailede yetişen edebiyat hocası Mehmet Bülbül'ün tayini Özel Çamlıca Lisesi'ne çıkar. Öğrenciler ilk başta yeni gelen hocalarına yukarıdan bakarlar. Mehmet Hoca, ilk başta bu duruma aldırış etmese de daha sonra ailesinin küçük görülmesine dayanamaz. Bu arada Hafize Ananın kızı Ayşegül de okulda okumaktadır. Ancak fakirliğinden utanan Ayşegül, annesinden köşe bucak kaçmaktadır. Mehmet Hoca, diğer öğrencileriyle olduğu gibi Ayşegül ile de da yakından ilgilenir ve onun sorunlarını çözmesine yardımcı olur.Mehmet Bülbül'ün tayini de başka bir okula çıkar.

HABABAM SINIFI UYANIYOR


         

  Hababam Sınıfı Uyanıyor - 1976 Hababam Sınıfı Uyanıyor, 1976 yapımı Türk güldürü filmi. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Ertem Eğilmez yapmıştır. Hababam Sınıfı'na Ahmet adında çalışkan bir öğrenci gelir. Hababam, başta köylü diye alay ettiği Ahmet'i de kendisine benzetmeye çalışır. Ne var ki, Ahmet kolay pes etmeyen, duyarlı ve duygulu bir çocuktur. Bu filmde Tarık Akan olmadan yola devam eden Hababam ekibi, sürekli haylazlığı pohpohladıklarını kabul etmeyerek sosyal duyarlılık için çağrıda bulunmaktadır.

HABABAM SINIFI


            

  Hababam Sınıfı - 1975 Hababam Sınıfı, unutulmaz serinin bu ilk kuşağının ilk filmi Rıfat Ilgaz'ın Hababam Sınıfı romanından uyarlanmıştır. Özel Çamlıca Lisesi'ne yeni atanan müdür muavini ve tarih öğretmeni olan Mahmut Hoca (nam-ı diğer Kel Mahmut); kopya çeken, okuldan kaçıp maçlara giden, hocalarla sürekli kafa bulan öğrencilerle dolu okulun 6 Edebiyat B sınıfını (nam-ı diğer Hababam Sınıfı) ilginç ceza yöntemleriyle disiplin altına almaya çalışır. Fakat aynı zamanda öğrencilerin haylazlığı dışında ciddi olaylar da yaşanmaktadır.

HABABAM SINIFI SINIFTA KALDI


           

  Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı - 1975 Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, ilk filmin yapımından bir sene sonra vizyona giren film. Ertem Eğilmez'in yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği Rıfat Ilgaz'ın eserinden uyarlanmış serinin ikinci ve en çok hasılat yapan filmidir. Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Müzik Ödülü'nü alan film. İlk serideki karakterlerin tümü haricinde filme sadece bu seride eşlik eden Semra Özdamar (Semra Hoca) ve serinin son filmi hariç tüm filmlerde eşlik edecek olan Şener Şen (Badi Ekrem) katılmıştır. Şener Şen ve Kemal Sunal'ın birlikte rol aldıkları ilk filmdir ve Tarık Akan'ın oynadığı son Hababam Sınıfı filmidir.

20161129

NEŞELİ GÜNLER


        

  Neşeli Günler - 1978 Neşeli Günler, 1978 yapımı bir Türk filmidir. Senaryosunu Sadık Şendil'in yazdığı filmin yönetmeni Orhan Aksoy'dur. Başrollerini, Türk sinemasının iki büyük emektarı Münir Özkul ve Adile Naşit'in turşucu rolünde oynadığı film, geçimsiz bir çiftin ayrılmasını ve gelişen olayları komik bir dille anlatmaktadır. Filmin bir diğer önemli ismi ise Ziya rolüyle müthiş bir performans gösteren Şener Şen'dir. Oyuncu kadrosunun kalitesi ve sevilen senaryosu ile 1970'li yıllardaki başarılı Türk komedi filmleri arasında yerini almıştır. Mutlu bir aile... Turşuculukla geçiniyorlar... Bir gün, anne ile baba turşunun nasıl yapıldığı konusunda anlaşamazlar ve bu mutlu aile tablosu bir anda parçalanır ve anne ve baba üçer çocuğu yanlarında götürürler. Yıllar yılı birbirlerini arayıp sormazlar. Birbirlerinin hakkında herhangi bir şey duydukları zaman çıldırmaktadırlar. Aradan yıllar geçer. Çocuklar büyür ve bir gün tesadüfen karşılaşmanın ardından aileyi birçok sürpriz beklemektedir.

KİBAR FEYZO


           

  Kibar Feyzo - 1978 Kibar Feyzo, yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı; Kemal Sunal, Müjde Ar, Adile Naşit, Şener Şen, İhsan Yüce, İlyas Salman ve Erdal Özyağcılar'ın rol aldığı, 1978 yapımı bir komedi filmidir. Feyzo askerden döndükten sonra Gülo’ya talip olur. Köyde Gülo’ya başka talipler olduğu için babası başlık parasını açık arttırmaya koyar. Ve on bin peşin, on bin senet karşılığı Gülo, Feyzo’nun üstünde kalır. Feyzo borcunu ödemek için kente gidip çalışmaya başlar. Kentten her dönüşünde köylülere artık şehirlerde ağalık düzeninin olmadığını, başlık parasının kalktığını anlatarak ağaya karşı cephe oluşturur. Filmin çekimleri Hatay-Reyhanlı'nın Harran köyünde yapılmıştır.

SALAKO


              

  Salako - 1974 Salako, 1974 yapımı yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın, senaryosunu Sadık Şendil ve Ertem Eğilmez'in yaptığı Türk komedi filmidir. Filmlerde figüran olarak rol alan Kemal Sunal çok beğenilmiş ve ilk kez bir filmde başrol oynama şansı yakalamıştır. Emine'yi babası sevmediği bir adamla evlendirmeye çalışır. Emine ağanın kızıdır ve babasına karşı gelmek neredeyse imkansızdır. Emine kaçmak ister ama dağlara tek başına gidemez ve kimse Emine'yi kaçırmaya cesaret edemez. Emine Salako ile kaçmayı tercih eder ve Salako Emine'ye aşıktır ve onunla beraber dağlara kaçarlar. Emine ise salakoyu her gün oyalar ve sonunda eski sevgilisi Hamido'ya kavuşur ama Hamido Emine'yi reddeder ve babasına yollamak ister. Emine tekrar Salako ile dağlara kaçar. Salako ise Hamido'yu öldürür ve kasabanın eşkıyası olur. Salako filmi Çatalca İnceğiz mağaraları ile çatalcanın kestanelik ve Örcünlü köylerinde çekilmiştir.

ŞABAN OĞLU ŞABAN


               

  Şaban Oğlu Şaban - 1977 Şabanoğlu Şaban, Kemal Sunal'ın canlandırdığı "Şaban" karakteri üzerine yazılan ve çekilen, 1977 yapımı bir Türk filmidir. Yönetmenliğini Ertem Eğilmez yapmıştır. Askerde kumandanı Hüsamettin'i sürekli yaralayan ve türlü sakarlıklar yapan Şaban ile askerlikten sonra bir eğlence yerinde birlikte çalgıcılık yaptığı asker arkadaşı Ramazan, çalıştıkları yerde kanto yapan Nigar'a aşık olurlar. Sivil hayatta bir polis olan Hüsamettin ve teşkilatının aylardır yakalayamadığı Kadırgalı Eşref'i tesadüfen yakalayıp Hüsamettin'in kayınpederi olan Nazır Paşa'nın gizli polisi olurlar. Nazır Paşa onlara kızkardeşinin kaybolan elmasını bulma görevi verecektir.

SULTAN


               

  Sultan - 1978 Sultan, yönetmenliğini Kartal Tibet'in üstlendiği, dram ve komedi türlerindeki 1978 yapımı Türk filmi. Başrollerini Türkan Şoray ile Bulut Aras paylaşmaktadır. İstanbul'un varoşlarında geçen filmde, mahallenin genç ve yakışıklı genci ve aynı zamanda mahalle muhtarının oğlu olan Kemal (Bulut Aras) minibüsçülük yapmaktadır. Mahallede pek çok genç kız ile çıkmakta olan Kemal, bir gün Sultan'ı (Türkan Şoray) elde etmeyi planlar. Ancak çetin ceviz çıkan kız yakışıklı genci bayağı bir hırpalar. Bu esnada genç kıza gerçekten aşık olur. Diğer taraftan mahalle muhtarına gelen bazı kişiler gecekonduların bulunduğu yeri satın almış ve herkesi evlerinden atmak istemektedirler. Mahalleli ve muhtar arasında kıyasıya bir kavga başlar. Mahallede en son kalan dul kadın ve birkaç aile daha başka bir yere ev yapmak üzere göç ederken, yakışıklı delikanlı dul kadının peşinden giderek ona evlenme teklif eder.

TARKAN GÜMÜŞ EĞER


            

  Tarkan Gümüş Eyer - 1970 Tarkan: Gümüş Eyer, kurgusal karakter Tarkan üzerine yazılmış Gümüş Eyer isimli çizgi romandan uyarlanan 1970 yapımı fantastik Türk filmi. Mehmet Arslan tarafından yönetilen film Sezgin Burak'ın filmle aynı addaki çizgi romanına sadık kalınarak çekilmiştir. Tarkan serisinin ikinci filmi olan bu filmde ilk film ve devam filmlerinde de olduğu gibi Tarkan karakterini Kartal Tibet canlandırmıştır. Tarkan'ın devam filmi olan yapımda Alan Kumandanı Kostok'un Avrupa Hun İmparatoru Attila'nın beylerinden Altar'a ait olan gümüş eyeri ele geçirme ve Altar'ın soyunu kurutma çabaları işlenmektedir.

TOSUN PAŞA


            

  Tosun Paşa - 1976 Tosun Paşa, 1976 Kartal Tibet yapımı güldürü (komedi) filmidir. Filmdeki Tosun Paşa karakteri, Ahmet Tosun Paşa'dan esinlenmedir. Olay 19. yüzyıl Mısır'ında geçer. Tellioğlu ve Seferoğlu Aileleri, İskenderiye'nin en değerli yeri olan Yeşil Vadi için birbirleriyle kıyasıya bir mücadeleye girerler. Vadinin kime ait olduğuna devlet görevlileri de karar veremezler. Tellioğlu ve Seferoğlu aileleri Yeşil Vadi'yi ele geçirmek için İskenderiye'nin en büyük devlet memuru olan Daver Bey'in kızı Leyla'yı (Müjde Ar) almak için kıyasıya bir mücadeleye girerler. Daver Bey, Leyla'yı Seferoğullarına vermeye karar verir. Bu durumda Tellioğulları daha büyük bir torpil için evin uşağı olan Şaban'ı (Kemal Sunal) Kahire sarayının en hatırı sayılır ve heybetli paşası olan Tosun Paşa olarak tanıtırlar. Tosun Paşa kılığındaki Şaban Tellioğlu Ailesinin en büyük oğlu Lütfü'nün (Şener Şen) yakın arkadaşı gibi davranıp, Yeşil Vadi ve Daver Bey'in kızı Leyla'yı Tellioğullarına kazandıracağına Leyla'ya kendisi aşık olur ve herşeyi eline yüzüne bulaştırır. Sonuçta işler Arap saçına döner ve gerçek Tosun Paşa, Kahire sarayından çıkar, gelir. Gerçek Tosun Paşa, Yeşil Vadiye el koyar ve Daver Bey'in kızını da alır. Neticede bu olaydan ötürü kellelerini bile zor kurtaran Tellioğulları hayatta kaldıklarına bile şükreder bir hale gelirler. Herkesin gözünde suçlu Şaban olur. Halbuki Lütfü kendi kazdığı kuyuya düşmüş, esas Tosun Paşa'nın varlığını bir an için unutmuştur.

SÜRTÜK


               

  Sürtük - 1970 Sürtük, 1970 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği Türk dram filmidir. Sokaklarda şarkı söyleyerek hayatını idame ettiren amatör şarkıcı Naciye, ünlü bir gazino sahibi tarafından keşfedilir. Gazino patronu Ekrem, Naciye'nin amatörlüğüne rağmen onu mekanında assolist yapmak konusunda kararlıdır. Naciye de bu teklifi kabul eder ve Ekrem tarafından ayarlanan bir piyanistten müzik dersleri almaya başlar. Ancak kısa zaman sonrasında öğretmenine aşık olduğunda ve o da bu aşka karşılık verdiğinde Ekrem sorun yaratmaya başlar. Ekrem, Naciye'yi keşfetmenin verdiği sahip olma içgüdüsüyle bu aşka karşı çıkar, bunun sonrasında da ikili gazinodan ayrılıp başka mekanlarda iş aramaya başlar. Ancak Ekrem'in vazgeçmeye niyeti yoktur, zira her gittikleri mekanda bu güçlü adamın gölgesini hissedeceklerdir.

AİLE ŞEREFİ


              

  Aile Şerefi - 1976 Türkiye yapımı dram filmi. Senaryosunu Sadık Şendil, Suphi Tekniker ve Orhan Aksoy'un yazdığı, yapımcılığını Ertem Eğilmez ile Nahit Ataman'ın üstlendiği filmi Orhan Aksoy yönetti. At arabasıyla maden suyu, eşya vs. taşıyan Rıza'nın beş çocuğu vardır. Evli olan kızı da, eşiyle eve taşınınca geçinmeleri biraz daha zorlaşır. Bu arada küçük oğluna araba çarpar, bu da bütün aileyi sarsar. Zengin bir ailenin çocuğu olan Oktay -küçük oğluna çarpan arabanın sahibi- Rıza'nın kızını kaçırır ve tüm aile birleşip herşeye karşı koymaya karar verirler.

IŞIKLAR SÖNMESİN


             

 Işıklar Sönmesin - 1996 Işıklar Sönmesin, 1996 yapımı Reis Çelik filmi.

STAR TREK:DİSCOVERY