BÜYÜK YEMİN

            

  Turgut ile Doğan kardeştirler, Tarık ise kuzenleridir. Bir gece eğlenmeğe gittikleri randevu evinde sarhoş edilerek getirilmiş masum bir kızla karşılaşırlar ve ona tecavüz etmek isteyen zorba Cahidin elinden kurtarırlar. Doğan onu kendi evlerine getirir. Sibel artık evin kızı olmuştur. Bu arada evdeki bütün erkeklerin kendisine aşık olduğunu, genç kızın ise kimseye yüz vermediği görülür. Nihayet Turgut Sibel ile evlenir. Turgut evini ihmal etmeye başlar. Bir dansözle sevişmektedir. Bu arada Sibel bir kız çocuğu doğurur fakat Turgut kızını bile merak etmez. Bir gece Turgut kumarda zorba Cahit ile karşılaşır ve kavga ederler. Cahit’in çektiği tabanca ile Turgut onu vurur. Turgut hızla otomobile ile kaçarken bu sefer de bir adamı ezer. Aklına bir fikir gelir öldürdüğü adamın elbiselerini giyer. Öldürdüğü adamı ise arabası ile denize atar. Turgut ezdiği adamın elbiselerini giydikten sonra ceplerini karıştırırken adamın yazdığı bir mektubu bulur. Adamın intihar etmek üzere yola çıktığını öğreniriz. Turgut ezdiği adamın evine gider. Oradaki fotoğrafa bakarak yüzünü o adamın yüzüne benzetir. Yerde bir mektup bulur. Bu mektupta kendisini hiç görmemiş kızının geleceğini öğrenir. Bir kaç gün sonra gelen kız Turgut’u hakiki babası zanneder. Turgut parasızdır. Bu sebepten bir gece kendi evine döner ve annesi ile konuşur. Annesine bütün olanları anlatır ve babasının hatırasına YEMİN ettirerek yaşadığını kimseye söylememesini temin eder. Ertesi gün Turgut köşkte sevdiğini görür. Tarık’ın, Siebl ile evlenmek istediğini anlar. Annesi ise bunun imkansız olduğunu söylemektedir. Nihayet Turgut’un ısrarı ile Sibelle Tarık nişanlanırlar. O gece kardeşlerin her zaman çaldıkları YEMİN parçasını yine çalarlar. Yalnız aralarında Turgut’un eksik olduğunu söylerler. Anneleri aile dostunun da bu parçayı çok iyi bildiğini söyler. Turgut piyanoya geçip yemini çalarken heycanlanan anne kalp krizi geçirerek ölür. Turgut evden uzaklaşarak kendini boşluğa bırakır.