BEYAZ MENDİL

             

  Bir köy ağasının kızı olan Zeliha başka bir köyden Hasan’ı sevmektedir. Kızın ve erkeğin mensup oldukları köylerin bir arazi meselesinden dolayı araları açıktır. Köylüler birbirine düşmandır. Zeliha ve Hasan gizlice sevişmektedir. Zeliha’nın babası kızını zorla kendi köyünün eşrafından ve aslında fena bir adam olan Ahmet’e vermek ister. Düğünü kararlaştırırlar, hazırlıklar yapılır. Ahmet'le evlenmek istemeyen Zeliha, aralarında kararlaştırdıkları gibi tam düğün gecesi Hasan'la kaçar. Buna çok kızan köylüler ve Zeliha'nın babası ne şekilde olursa olsun iki aşığın yakalanmasını ve namusunun temizlenmesini ister. Başta damat Ahmet’in bulunduğu bir takipçiler sürüsü iki sevdalıyı aramaya düzülür. Zeliha ve Hasan bin bir tehlike ve zorluklardan sonra takipçilerin elinden kurtulur, uzak bir köye yerleşir ve yeniden bir hayat ve yuva kurmaya koyulurlar. Zeliha zayıf ve ince bir kızdır. Uzun kaçma ve yeni bir hayat kurma zahmetleri onu hasta düşürür. İnce hastalık, verem olur. Karısını her türlü ihtimamlara iyi etmek isteyen fakir Hasan maalesef buna muvaffak olamaz, Zeliha kocasının kolları arasında can verirken bütün köy ağlar. Takipçilerden bir kişi kalan, Ahmet nihayet aşıkları bulur. Zeliha ölmüş, Hasan ise mahvolmuş vaziyettedir. Ahmet ile Hasan arasında müthiş bir mücadele olur. Hasan, Ahmet’i öldürür kendide yaralanır. Yaralı garip Hasan sevgilisinin cesedini atının tersisine alır köylerine gider. Zelihanın ve Hasanın köylüleri onların geleceğini öğrenmişlerdir. Her iki taraf silahlanır, iki köyün sınırına sıralanırlar. Hasan ölü Zelihasını sınarın ortasına kor, kendide çok kan kaybetmiştir, sevgilisinin üzerine düşer ölür. Her iki taraf köylüleri, lüzumsuz kan gütmelerinden doğan bu acıklı neticeden çok pişmandırlar. Yüzlerce köylü gözleri yaşararak ağlamaktadırlar. Öldürmek üzere getirdikleri silahlarını atar sevdalıların cesedlerini sırtlarına alır yavaş yavaş uzaklaşırlar.